Antalya ’da Gezilecek Yerler

Antalya ’da Gezilecek Yerler

Antalya ’da Gezilecek Yerler

Patara Antik Kenti

İskender’in kuşattığı kent olan Patara, Batı Akdeniz’de yer alan eski çağlarda Likya Uygarlığının başkentliğini yapmış bir sahil kasabası. M.Ö. 8. yüzyıllara uzanan geçmişiyle Patara köklü bir tarihe sahip. Antik kent günümüze de iyi bir şekilde ulaşmayı başarmış; tapınak, tiyatro, hamam, meclis, horrea ve stadyumu ile ihtişamlı bir ören yeri resmi teşkil ediyor. Ayrıca Patara dünyanın ilk meclis binasını içinde barındırmasıyla da önemli bir yere sahip.

Antik kent, Hıristiyanlar için de son derece önemli çünkü Noel Baba olarak bilinen Saint Nicholas’ın Pataralı olduğuna dair rivayetler var. Ayrıca Patara’ya girerken Roma devrine ait mezarlara rastlayabilirsiniz. Likya Uygarlığının önemli bir sahil kasabası olan Patara tarihe de tanıklık etmiş bir kent. Ayrıca el değmemiş plajlara sahip olan kentte geçtiğimiz senelerde keşfedilen deniz fenerinin bilinen en eski deniz feneri olduğu söyleniyor. Patara Plajı ince kumu ve sığ denizi ile de bölgenin en güzel plajları arasında.

Köprülü Kanyon (Manavgat)

Isparta’nın Sütçüler ilçesinden başlayarak Antalya’ya dökülen ülkemizin en uzun kanyonu olan Köprülü Kanyon, dünyaca ünlü rafting yapılan yerlerden olan Köprüçay’ın içinden geçen Antalya’nın en önemli milli parkları arasında. Köprülü Kanyon, Isparta’nın Sütçüler ilçesinden başlıyor ve Antalya’da denize dökülüyor.

Milli parkta yapılacak en önemli etkinliklerden biri olan rafting yaz mevsiminde ortalama 7 bin kişinin yaptığı ve herkesin rahatlıkla yapabileceği kolay bir spor. Ayrıca burada kamp yapabilir, karavan kiralayabilir, doğanın yeşilliği ve huzuruna kapılarak dinlenme fırsatı bulabilirsiniz. Raftingin yanı sıra doğa yürüyüşleri, jeep safari, kanyon geçişleri gibi doğa aktiviteleri de yaparak eğlenceli zaman geçirebilirsiniz.

Beldibi Mağarası

Antalya’nın Kemer ilçesine bağlı Beldibi Mağarası, Antalya-Kemer sahil yolunun yaklaşık 40. kilometresinde Çamdağ Tünelinin çıkışında yer alan bir kaya altı sığınağı. Tarihin izlerini taşıyan bu mağara aşağı ve yukarı sığınaklar olmak üzere 2’ye ayrılıyor. Bu sığınakların duvarlarındaki geyik, dağ keçisi gibi hayvan figürleri görülmeye değer bir nitelik taşıyor.

Ayrıca; mağara Antalya bölgesinin ikinci önemli prehistorik merkezi halinde. Alanda Mezolitik kültürleri kapsayan 6 tabaka bulunuyor ve arkeolojik bir sit alanı olan bölge devamlı ziyarete açık. Mağaradaki çakmaktaşı gereçlerinin yanı sıra çanak çömlek parçaları ve özellikle aşı boyasıyla kayalar üzerine yapılmış hayvan figürleri dikkat çekiyor.

Aspendos (Belkıs)

Antalya’nın Serik ilçesinde Belkıs Köyü’nde bulunan Aspendos, tiyatrosuyla meşhur bir antik kenttir. Biri büyük biri küçük iki tepe üzerine kurulmuş Aspendos’un kuruluşu bir Yunan efsanesine göre de Pamphylia’ya gelen Mopsos liderliğindeki koloniler tarafından Truva savaşından sonradır.

Antik kentin en önemli yapısı tiyatrosudur. Tiyatro, M.S. 2. yüzyılda Romalılar tarafından yapılmıştır ve burası antik tiyatrolar arasında en iyi şekilde korunarak günümüze ulaşmış bir açık hava tiyatrosudur. Roma mimarisinin örneklerinin de sergilendiği yapı 15-20 bin kişilik kapasiteye sahip. Antik kentin mimarı Theodorus’un oğlu Zenon’dur. Kentin yapımına Antonius Piu zamanında başlanmış, Marcus Aurelius zamanında tamamlanmış, kentin yerli tanrıları ve imparator ailesine sunulmuştur. Her yıl binlerce yerli ve yabancı turist tarafından ziyaret edilen Aspendos konser gibi etkinlikler için de kullanılmaktadır.

Kaleiçi

Kaleiçi, tarihi evleriyle yerli ve yabancı turistler tarafından Antalya’nın en sık ziyaret edilen bölgelerinden. Hemen hemen her sokağının denize çıktığı Kaleiçi, tarihi Osmanlı evleriyle oldukça ihtişamlı bir yer. Muratpaşa ilçesinde yer alan Kaleiçi; renkli sokakları, dükkanları ve restoranlarıyla dikkat çekiyor.

Kaleiçi’nde bazı evler; pansiyon, otel, hediyelik eşya mağazası, restoran, kafe ve halıcı olarak ev sahiplerinin ekonomik güçleri ve kullanılış amaçlarına göre farklılık göstererek hizmet veriyor. Evler genellikle yığma taştan, ağaç bağlantılı olarak yapılmış ve hepsinin bir sokak görmeyen bahçesi ile bir de sokak cephesi bulunuyor. Ayrıca evlerin üst katında “Cumba” adı verilen ev ve sokak mimarisine uygun çıkmalar bulunuyor. Evlerin merkezini ise, bahçeye açılan ve taş zeminli “Taşlık”lar oluşturuyor. Kaleiçi’ndeki birçok ev günümüzde aslına uygun şekilde restore edilmiş.

Yanartaş

Çıralı’da bulunan Yanartaş, cezbedici görüntüsüyle yerli ve yabancı turistlerin en çok ziyaret ettiği bölgelerden. Yanartaş, adını doğal gaz sıkışması sonucu oluşan küçük parçalardan alıyor. Denize yakın manzaralı bir konumda bulunan Yanartaş’ta taşlar arasından çıkan alevler hiçbir zaman sönmüyor.

Yunan efsanesine göre; Ephyra kralı Glaukos’un oğlu Hipponoes, bir av partisinde kardeşi Belleros’u öldürür ve Bellerophontes (Belleros’u yiyen) adını alır. Bunun sonucunda Ephyra’dan sürülür ve Argos krallığına sığınır. Argos kralı, kendisine sığınan bu genci öldürmek istemez ve onu Olympos dağında yaşayan aslan başlı, keçi gövdeli, yılan kuyruklu ve ağzından alevler saçan canavar Chimera ile dövüşmeye gönderir. Hippones, Pegassos adlı atına biner ve Chimera’yla dövüşmeye gider. Chimera, Hippones’e saldırdığında Pegassos havalanır ve Hippones yere inerken mızrağı ile Chimera’yı yerin 7 kat dibine gömer fakat canavar oradan da alevler saçmaya devam eder. Anadolu’da binlerce yıldır anlatılan hikayeye ve Homeros’un aktardığına göre hala yanmakta olan alevler canavarın yerin dibinden fışkıran alevleridir.

Side Antik Kenti

Eski dilde bereketin sembolü “nar” anlamına gelen Side, Antalya’nın en önemli antik kentlerinden. Tarihinin Hititler’e kadar uzandığı bilinen Side, önce Likyalı’ların ardından Pers’lerin himayesi altına girmiştir. Bu dönemde Side için özgürlüğün simgesi olan sikke de bastırılmıştır.

Side, 15. yüzyılda Türk’lerin eline geçmesine rağmen burada yerleşimleri olmadığı için Osmanlı’ya dair pek eser bulunmuyor. Kent; Bizans, Roma ve Helen döneminin mimari özelliklerini yansıtıyor. Antik kent; Apollon Tapınağı, hamamları, agorası, büyük ihtişamlı kent kapısı, tarihi tiyatrosu, eski evleri ve müzesiyle her yıl binlerce turist tarafından ziyaret ediliyor.

Karain Mağarası

Yağca Köyü’nde yer alan mağara, Antalya’ya 27 km. uzaklıkta bulunan Türkiye’nin en büyük doğal mağaralarından biri. Tarihi yaklaşık 50 bin yıl öncesine dayanan mağara Klasik Çağ, Tunç Çağ, Paleolitik, Neolitik gibi yüzyıllar öncesine uzanan dönemlerin izlerini taşıyor. 1946’dan beri kazı çalışmaları yapılan mağara ayrıca ülkemizin içinde insan yaşadığı en büyük mağarası olma özelliğine sahip. Buradaki buluntular Karain ve Antalya müzelerinin Tarih öncesi bölümlerinde sergileniyor.

Mağaranın alnı ve dış duvarları üzerinde nişler ve Grekçe kitabeler bulunuyor. Mağarada bulunan en eski insan kalıntılarının yanı sıra taşınabilir sanat ürünleri Anadolu sanatının ilk örnekleri olarak biliniyor. Ayrıca Karain verdiği bitki ve hayvan kalıntılarıyla Batı Akdeniz’in eski çevresinin ortaya konmasında önemli bir rol üstlenmesinin yanı sıra doğal ve kültürel nitelikleriyle de karma sit olarak Dünya Miras Listesi’ne öneriliyor.

Olympos Antik Kenti

Tanrılar kenti olarak anılan Olympos, tarihi dokusuyla Antalya’nın doğa harikaları arasında yer alıyor. Olympos, zamanında antik Likya medeniyetinin en önemli kenti olma özelliğini de taşımıştır.

Şehir Osmanlı donanmasının 15. yüzyılda Doğu Akdeniz’i himayesi altına aldığı dönemde terk edilmiş ve Osmanlı’nın eline geçmiştir. Önemli tarihinin yanı sıra önemli bir plaj haline gelen Olympos, ülkemizin güney sahilini kapsayan Olympos-Beydağları Milli Parkı’nın bir kısmını oluşturuyor. Toros Dağları’nın batı kanadında bulunan Beydağları’nın tepelerinden aşağıya indikçe yemyeşil çam ve sedir ağaçları arasından Akdeniz’in muhteşem manzarasını izleyebilirsiniz.

Düden Şelalesi

Antalya’ya yaklaşık 10 km. uzaklıkta bulunan şelale, Düden Çayı boyunca Aşağı Düden ve Yukarı Düden olarak 2’ye ayrılıyor. Yukarı Düden Şelalesi piknik ve mesire alanı olarak da kullanılıyor. Şelalenin yanı sıra arkasında yer alan mağara da görüntüsüyle ziyaretçilerini adeta cezbediyor.

Her yıl ziyaretçi akınına uğrayan Düden Şelalesi’nde mesire alanında restoranlar, hediyelik eşya satan dükkanlar, eğlence merkezi  ve küçük bir hayvanat bahçesi de bulunuyor. Ayrıca şelaleye ulaşım da Varsak minibüsleri ve otobüsleri sayesinde kolaylıkla sağlanabiliyor.

Kurşunlu Şelalesi ve Tabiat Parkı

Yaklaşık 18 metrelik bir yükseklikten dökülen şelale, 7 ayrı ufak şelale ve 7 ayrı göletin birbirine bağlanmasıyla oluşan bir doğa harikası niteliğinde. Şelale geçen yıllarda ziyaretçilerine açılmış ve piknik gibi aktiviteler için olanak sağlanmıştır. Şelalenin etrafında çocuk parkı, restoran ve kafe gibi bölümler de bulunmasının yanı sıra aracınız için özel bir otopark da mevcut.

Bir tabiat parkı şeklinde düzenlenen şelale, yemyeşil bir görüntünün içerisinde eşsiz bir manzara izleme fırsatı sunarken doğa ile baş başa kalıp dinlenmenize de imkan veriyor. Ayrıca şelalenin etrafında hediyelik eşyalar alabileceğiniz mağazalar da bulunuyor.

Saklıkent Kayak Merkezi

Yaz turizmiyle ilgi odağı olan Antalya, 2550 metre yüksekliğinde ve Beydağları’nda yer alan kayak merkeziyle kış turizmi için de alternatif oluşturuyor. Antalya’ya yakın konumu sebebiyle size günde birkaç mevsim yaşatacak Saklıkent, harika pisti ve doğayla iç içe olmasıyla da her yıl binlerce yerli ve yabancı turiste ev sahipliği yapıyor.

Antalya’da kayak mevsiminin kısa sürmesi nedeniyle sezon da her yıl hava şartlarına göre değişkenlik gösteriyor. Ancak yine de genel olarak Aralık ayında açılan sezon Mart ayında sona eriyor.

Oymapınar Gölü

Manavgat’a kadar gittiyseniz, barajın arkasında saklı eşsiz bir güzelliğe sahip Oymapınar Gölü’nü de mutlaka görmelisiniz. Gölde isterseniz tekne turlarına katılabilir ya da yüzebilirsiniz.

Köprüçay

Doğa yürüyüşleri, kamp kurmak ya da rafting yapmak isteyenlerin ortak adresi Köprüçay, ayrıca kalabalıktan uzak bir tatil geçirmek isteyenler için de son derece doğru bir adres.

Yazar AK

Yazar AK

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

%d blogcu bunu beğendi: